6 Şubat depreminin ardından Malatya’da fiziki yeniden yapılanma sürse de, adalet, şeffaflık ve toplumsal katılım eksikliği endişe yaratıyor.
6 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük depremin üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçti. O gün yerle bir olan sadece binalar değildi; hayallerimiz, anılarımız, komşuluklarımız ve umutlarımız da enkaz altında kaldı. Şimdi ise başka bir yıkımla yüz yüzeyiz: umursamazlık ve belirsizlik.
Bugün, Nisan 2025 itibarıyla Malatya sokaklarında yürüdüğünüzde, sanki zaman donmuş gibi. Bazı mahallelerde vinçler yükseliyor, beton mikserleri çalışıyor. Ama birçok yerde hâlâ molozlar duruyor, konteynerlerde büyüyen çocuklar, geçici barınma alanlarında yaşam mücadelesi veren insanlar var. Bu tablo şu soruyu beraberinde getiriyor:
“Yeniden yapılanma gerçekten tüm Malatya’yı mı kapsıyor, yoksa sadece vitrine mi oynanıyor?”
Devletin Desteği Var, Peki Sorun Nerede?
Kimse inkâr edemez: Devlet, deprem bölgesine ciddi bütçeler ayırdı. TOKİ aracılığıyla binlerce konut yapıldı, bazı ilçelerde modern yaşam alanları hızla yükseliyor. Kredi ve kira destekleri de birçok depremzede için can simidi oldu.
Ancak sorun, desteklerin yönetimi, dağılımı ve denetimi noktasında başlıyor.
İhale süreçlerinin şeffaf olmaması, müteahhit seçimi konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Yardımların kimlere, hangi önceliklere göre ulaştığı bilinmiyor. Bir mahallede herkes yeni evine geçerken, hemen yan sokakta insanlar hâlâ çadırda.
Yerel yöneticiler ile merkezi yönetim arasındaki uyumsuzluk ve koordinasyon eksikliği, yapılan işlerin etkisini azaltıyor.
En önemlisi, vatandaş bu sürecin bir parçası değil. Kendi mahallesinde ne yapılacağına dair bilgisi yok, söz hakkı hiç yok.
Sorgulanması Gereken Sorular:
Unutmamamız Gereken Şey:
Bir şehir, sadece binalardan ibaret değildir. Onu ayakta tutan ruhudur. Eğer biz bu yeniden yapılanma sürecinde şeffaflığı, adaleti, katılımı ve vicdanı göz ardı edersek; yükselen her beton, aslında çöken bir toplumsal güvenin üstüne inşa edilir.
Bugün susarsak, yarın bu suskunluğun içinde yok oluruz.
Malatya’nın yeniden yapılanması sadece fiziksel değil, vicdani de olmalı. Yoksa alt yapısı sağlam ama ruhu çürük bir şehirle baş başa kalacağız.
SELMA ULUBABA