SAHİ BİR KİTAP KAÇ PARA EDER?
Bugünlerde bir kitabın ruhuna dokunmak yerine, o kitabın ne kadar "getirisi" olduğuyla ilgileniyoruz. Ne zaman sosyal medyada bir kitap paylaşsam, saniyesinde o klasik soru ekranıma düşüyor: "Bundan para kazanıyor musun?"
İnsanlar istiyor ki her çaba bir faturaya, her satır bir banka dekontuna dönüşsün. Oysa benim dünyamda borsa kağıtlarla değil, fikirlerle işliyor. Hayatı sadece cebimize girenlerle ölçmek, kendi ruhumuza yapacağımız en büyük haksızlık değil mi?
Evet, belki bu emeklerin hayatta karşılık bulduğu, emeğin berekete dönüştüğü bir gerçek. Ancak benim için kitaplar hiçbir zaman sadece birer ölçü birimi ya da rakamlarla ifade edilen ticari birer "değer" olmadı. Eğer bu yolculuğun ruhuma nakış gibi işlediği o manevi güzellikleri, bir cümlenin bir insanın hayatına dokunduğunda yarattığı o eşsiz ışığı görebilseniz; emin olun diğer her şeyin ne kadar tali ve önemsiz kaldığını siz de fark ederdiniz.
Benim asıl işim, bildiğiniz anlamda sadece para kazanmak değil. Ben burada sadece birer "ürün" tanıtmıyorum; okuma eylemini, kitapların ruhları iyileştirme ve bakış açısı geliştirme gücünü pazarlıyorum. Dünya, paranın değerini enflasyonla ölçedursun; ben vaktimi, değeri asla düşmeyen bir birime yatırıyorum. Bir kitabı okumak için harcanan üç saat, aslında bir yazarın yirmi yıllık tecrübesini o sürede satın almaktır. Maddi sermaye tükenir, ancak zihinsel sermaye paylaştıkça çoğalan tek hazinedir. Benim kütüphanemdeki her kitap, bankadaki mevduattan daha sağlam bir birikimdir.
Zaten kazancımın en büyük kısmı, bana gelen o özel mesajlarda gizli: "Sayfanızı takibe alarak kendi sesimi duymaya başladım," "Bana çok şey kattınız," "Siz kitap paylaştıkça okuma şevkim artıyor" ya da en sevdiğim: "Bakış açım tamamen değişti, hatta sizinle gizliden gizliye okuma sayılarında yarışmaya başladım." İşte bu samimiyeti yakalamak, birinin hayatında yapıcı bir rekabetin veya yeni bir alışkanlığın kıvılcımını çakmak benim için en büyük ikramiye. Bu mesajların bir IBAN numarası yok; o huzurun bir faturası yok.
Aslına bakarsanız, değer dediğimiz şey nedir? Parayı sadece üzerine bir rakam basılmış kâğıt olmaktan çıkaran şey, ona yüklediğimiz anlam değil midir? Benim okurlarımla ve yazarlarımladır aramdaki o görünmez anlaşma, herhangi bir kâğıt parçasından çok daha kıymetlidir. Onlar bana güvenlerini emanet ediyor, ben de onlara ruhu olan yeni dünyaların kapısını aralıyorum. Modern dünya bizi her şeyi "tüketmeye" programlamış olsa da, biliyorum ki kitaplar tüketilmez; onlar içimizde sarsılmaz bir kimlik inşa eder.
Eğer zenginliği sadece rakamların yan yana gelmesi sanıyorsanız, henüz gerçek bir hazineyle tanışmamışsınız demektir. Ben her sabah raflarımdaki binlerce bilge dostun selamıyla uyanıyorum ve bana gelen o samimi mesajlarla her gün "kâr" açıklıyorum. Unutmayın; dünya malı dünyada kalır ama zihninizde açtığınız o yeni pencereler sizi her yere taşır. Siz de bugün bir kitap alın ve okuyun. Bu "kafayı zenginleştirme" akımına katılın. Unutmayın; bu öyle bir borsa ki, okuduğunuz her satırda hisseleriniz biraz daha değer kazanıyor. Ve bu piyasada kaybetmek yok, sadece kazanmak var.