Son Haberler
KAĞIT KAPILAR ARDINDA DİJİTAL RUHU YAKALAMAK - Vatandaşın Sesi

KAĞIT KAPILAR ARDINDA DİJİTAL RUHU YAKALAMAK

Yazar: Özgül KARAKEÇİLİ | 07.11.2025

GENÇLİK VE KİTAP FUARLARI

O dev salonlara adım attığınızda ciğerinize dolan yeni bir maceranın, henüz dokunulmamış bilginin yarattığı o yoğun heyecan, insana iyi geliyor, değil mi? Binlerce kitabın size bakması, ruhumuzdaki o derin düşünceleri, o edebiyat aşkını gıdıklıyor.

Unutmamak gerekir ki, bir kitap, hiç açılmamış bir kapıdır.

Birkaç yıl öncesine kadar fuarlar, ‘kitap satılan büyük salonlar’ olarak anılırdı. Bugün ise bambaşka bir enerjiyle dolular. Genç okur kitlesinin fuarlara olan yaklaşımını gözlemlediğimizde net bir şey görüyoruz: Fuar, artık sadece bir kütüphane değil, bir deneyim ve buluşma merkezi.

Teknoloji bilgiye ulaşımı ışık hızına çıkarsa da, insan ruhu hala bağ kurmaya ve ortak duygularla titreşmeye aç. Kitap fuarları tam da bu ihtiyaca cevap veriyor.

Gençlik, dijital çağın konforuna alışık. En yeni kitaba anında sanal ortamda ulaşmak veya kitap incelemelerini saniyelik kısa videolarda izlemek onlar için çok kolay. Ancak fuarlar, bu dijital yalnızlıktan çıkış kapısı sunuyor.

Gençler, kağıdın verdiği o tartışılmaz otantikliği ve nostaljik hissiyatı seviyorlar. Bu hissi ve bu deneyimi sosyal medyada paylaşmayı daha da çok sevmeleri ise fuarlara muazzam pozitif bir ivme kazandırıyor.

Fuarlar, gençlerin sosyal medyada yarattığı o büyük okuma trendlerinin ve toplulukların enerjisini, sanal dünyadan alıp somut bir alana aktarıyor. Sanal ortamda paylaşılan heyecan, fiziksel alanda göz göze, omuz omuza paylaşılan bir coşkuya dönüşüyor.

Üstelik internet, algoritmalarla bizi sürekli zaten seveceğimiz şeylere yönlendirirken, fuar rastgeleliğin güzelliğini sunar. Gençler, bir standda hiç bilmedikleri bir yazarın kitabını rastgele alıp, hayatlarının yeni tutkusunu keşfedebilirler.

Bu, yapay zekânın sunamayacağı kadar organik ve heyecan verici bir keşif sürecidir. Zira "Okumak, bir ışıktan başka bir ışığa geçmektir."

Özellikle Z Kuşağı, maddi birikimden çok deneyim biriktirmeye odaklanmış durumda. Fuar, imza sırasındaki muhabbetler, yazarla çekilen o titrek fotoğraf, fuar dönüşü yolda kitabın ilk sayfasını okumanın telaşı...

Bunların hepsi, paylaşılabilir, hatırlanabilir ve değerli bir "anı" koleksiyonuna dönüşüyor. Kitap, sadece bir eşya değil, yaşanmış bir hikayenin hatıra kartı oluyor. Fuar, onlar için bir etkinliğe katılmak, bir topluluğa ait olmak ve sosyal varlığını pekiştirmek demektir.

Bu deneyimin katalizörü olan öğretmenlerimizin rolü ise hayati önem taşıyor. Bir öğretmenin rehberliğinde fuar otobüsüne doluşan, heyecanla ellerindeki listeleri kontrol eden o çocukların gözlerindeki ışıltı, eğitimin sınıf duvarlarını aşarak nasıl bir hayat deneyimine dönüştüğünü gösteriyor.

Öğretmenin, öğrencilerini bu büyülü atmosfere, yazarlarla ve on binlerce kitapla dolu bu havayı teneffüs etmeye götürmesi, sadece bir saha gezisi değil, kültürel bir tohum ekimidir. Çocuklar, bu ortamda kitapları birer görev değil, birer macera daveti olarak görmeyi öğreniyor. ünkü "Kitaplar, yaşamın fenerleridir" ve öğretmenler bu fenerin yolunu gösterenlerdir.

Fuarların geleceği, geleneksel kitap aşkını, gençlerin aradığı eğlenceli, hızlı ve sosyal deneyimlerle harmanlamakta yatıyor. Salonlar sadece raflardan oluşmamalı; bunun yerine, gençlerin dahil olabileceği interaktif alanlar yaratılmalı. Örneğin, metinlerin canlandırıldığı anlık okuma tiyatroları, okurların yazarlarla veya birbirleriyle sohbet edebileceği resmi buluşma (meet-up) köşeleri ve sosyal medyada paylaşılmaya hazır, kitap temalı özgün fotoğraf ve video çekim setleri ile dolmalı.

Bu dinamik ortam, fuarı bir kültür festivaline dönüştürecektir. Unutmayalım ki, bu gençler okumaktan vazgeçmedi; sadece okuma deneyiminin sosyalleşme şeklini değiştirdi.

Kitap fuarları, dijital dünyanın hızlı akışına inat, bizi yavaşlamaya, dokunmaya ve hissetmeye davet eden; ruhumuza işleyen düşünceleri birlikte kutlamamızı sağlayan pozitif ve vazgeçilmez bir kültürel sığınaktır.

Bu yüzden, o devasa salonlardan içeriye ilk adımı atan her okura şunu hatırlatmak gerekir: Nitekim "Kitaplar, hiç okunmamışlarsa hiç yazılmamışlar demektir." Fuarlar, yazılanların okunması için yakılan en büyük ışıktır.

Ana Sayfaya Dön