Dr.
Dr. Olcay Aydemir’in sunumuyla Mimarlık ve Yaşam Söyleşileri, Zeytinburnu Kültür Sanat’ta devam ediyor. 13 Kasım Çarşamba akşamı saat 19.30’da gerçekleşen söyleşinin konuğu sanat tarihçisi Sibel Demirci oldu.
Sibel Demirci’nin konuk olduğu Mimarlık ve Yaşam Söyleşileri’nde bu ay Büyük Saray Mozaikleri hakkında konuşuldu. Büyük Saray Mozaiklerinin hem tarihi hem de yapısal karakteri üzerine değerlendirmelerin yapıldığı söyleşide sanat tarihçisi Sibel Demirci, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.
“Antik Dönem İstanbul’u için en önemli arkelojik buluntu.”
Büyük Saray Mozaiklerinin çok önemli bir arkeolojik buluntu olduğunu vurgulayan Sibel Demirci, Mozaik Müzesinin tarihi hakkında da bilgilerini paylaştı:
“Mozaik Müzesi, bugün Sultanahmet Camii’nin mihrap yönünden biraz ileride, seviye olarak da bir hayli aşağıda. Torun sokak diye geçiyor. 1953 tarihinde İstanbul Arkeoloji Müzelerine bağlı olarak kurulmuş. 1979 yılında Ayasofya Müzesine bağlanmış. Büyük Saray Mozaiğinin Antik Dönem İstanbul’u için çıkarılan en önemli arkeolojik buluntu olduğunun bilincinde olmak gerçekten çok önemli. O zaman Eski Eserler Kurumu duruma bu şekilde yaklaşarak alanı koruma altına alıyor.”
“Heyecanla restorasyonun bitmesini bekliyorum.”
Mozaiklerin kurtarılması ve restorasyon süreci hakkında da konuşan Demirci, şu ifadeleri kullandı:
“1935-38 yılları arasında mozaik parçaları kazılarla ortaya çıkarılıyor. O günün koşullarıyla bilinçsiz koruma tedbirleri uygulanıyor. Bazı sahneler kayboluyor, bozuluyor. 1983 yılından itibaren Avusturya ile Türkiye arasında bir anlaşma yapılıyor. Mozaiklerin tamamen tahrip olmasını engellemek isteyen Bakanlık böyle bir çözüm üretiyor. Bu bilimsel çalışma, 15 yıl sürüyor. 97 yılında müze yeniden ziyarete açılıyor. Ama 2 yıldır yine kapalı. Son hali de müze gibi değil, depo gibi bir alandı. Tekrar restorasyona girmesi çok iyi oldu. Ben de heyecanla restorasyonun bitmesini bekliyorum.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı