Son dönemlerde sık sık gündeme gelen sanal kumar bağımlılığına yönelik haberler, dikkatleri artış gösteren bu bağımlılık türüne çekti.
Son dönemlerde sık sık gündeme gelen sanal kumar bağımlılığına yönelik haberler, dikkatleri artış gösteren bu bağımlılık türüne çekti.
Kumar bağımlılığının dijital teknolojilerin gelişmesi ve pandemi ile birlikte giderek artış gösteren bir bağımlılık olduğunu dile getiren Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Onur Noyan, “Kişinin kumar oynama dürtüsünü kontrol edememesi, durmayı tam olarak gerçekleştirememesi bizim bağımlılık belirtisi dediğimiz durumlar.” dedi. Özellikle gençlerin çabuk para kazanma dürtüleri nedeniyle kumar ya da bahis gibi oyunlara yöneldiklerine dikkat çeken Prof. Dr. Onur Noyan, gençleri bu bağımlılıktan korumak için çocuk ve ergenlerin bu tarz oyunlarla tanışmalarının engellenmesi gerektiğini söyledi ve bağımlıların ailelerine ‘borçlarını ödemek yerine tedaviye yönlendirerek destek olun’ önerisinde bulundu.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Onur Noyan, günümüzün en büyük sorunlarından biri haline gelmeye başlayan sanal kumar bağımlılığı hakkında bilgi verdi.
Beyin bir kısır döngüye giriyor…
Kumar bağımlılığının dijital teknolojilerin gelişmesi ve pandemi ile birlikte giderek artış gösteren bir bağımlılık olduğuna dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Onur Noyan, “Kumar dediğimiz zaman buna her şey dahil, bahis, iddia, sanal bahis, sanal iddia, at yarışları, borsa, kripto, kumarhanelerde oynanan çeşitli ışıklı oyunlar, son zamanlarda sosyal medyada çok sık karşımıza çıkan şeker ve dede gibi oyunlar, kumar bağımlılığının içerisine dahil olan oyunlar.” dedi.
Bahis oynamanın bir alışkanlık mı yoksa bağımlılık mı olduğunun nasıl ayırt edileceği konusuna değinen Prof. Dr. Onur Noyan, “Kişinin kumar oynama dürtüsünü kontrol edememesi, durmayı tam olarak gerçekleştirememesi bizim bağımlılık belirtisi dediğimiz durumlar. Kişi istemli bir şekilde bahis, kumar oynamaya başlıyor, bu durum kişinin beyninin ödül merkezini aşırı uyarıyor. Kişi bir süre sonra fark etmeden de olsa çok fazla keyif alıyor ve beyni dopamin salgılıyor. Beyni fazla dopamin salgıladığı zaman, bu sefer de diğer aktivitelerden keyif alamamaya başlıyor ve bu nedenle her canı sıkıldığında hep kumar oynamak istiyor. Kumar oynadığında ise beynin ödül merkezi daha çok çalışıyor ve bir kısır döngü devreye giriyor.” açıklamasını yaptı.
Bu kısır döngü sonucunda da beynin ödül merkezinin düzensiz çalışmaya başladığını ve görevini yerine getiremediğini ifade eden Prof. Dr. Noyan, sonuç olarak kişinin kumar davranışını kontrol edememesine, fren mekanizmasının bozulmasına yol açtığını söyledi.
Bağımlılık tedavisinde hasta, aile ve doktor iş birliği sorunu çözebilir
Belirtileri arasında, kumar oynamaya karşı yoğun bir istek duymak ve kumar oynamayı durduramamak olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Onur Noyan, “En büyük belirtilerinden biri ise zararları gizlemek için yalan söylemek. Bu süreçte maddi, sosyal ve ilişki sorunları ortaya çıkmaya başlar. Kişi daha önce de kumar oynamayı bırakmak istemiş olabilir ancak bir türlü bırakamaz. Oynanan bahis, oyun miktarı sürekli artar, sahip olunan para biter ve kişi borçlanmaya başlar. Kumar bağımlılığı bu belirtilerle seyreden bir hastalık.” dedi.
Hastaların sıklıkla tüm umutları tükendiğinde profesyonel desteğe başvurduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Onur Noyan, şunları söyledi:
“Kişi büyük bir çaresizlikle bize geliyor. Eşler ile tartışılmış, ekonomik sorunlar artmış, ciddi sıkıntılar ortaya çıkmış bir şekilde, tedavi ile ilgili bir noktaya varmaya çalışıyoruz. Destek almak için geldiklerinde artık son noktada olduklarını düşünüyorlar ama onlara son noktada olmadıklarını, yolun başında olduklarını hatırlatıyoruz. Bağımlılık tedavisinde hasta, aile ve doktor iş birliği ile bu sorun çözülebilir.”
Hastanın düzenli takibi önemli…
Kumar bağımlılığını tedavi etmek için öncelikle durum analizi yapıldığını dile getiren Prof. Dr. Onur Noyan, “Kumar oynama davranışı nerede daha çok karşımıza çıkıyor, hangi durumlarda daha çok artıyor, kişi ne zaman kumar oynamayı istiyor, kumar oynama isteği ile birlikte kişi nerede problem yaşıyor, bunları ortaya çıkartmaya başlıyor ve sonra bir tedavi planı hazırlıyoruz. Sıklıkla ilaç tedavisine başlıyoruz ve psikoterapi ile birlikte tedaviye devam ediyoruz. Daha sonra aile bireyleri devreye giriyor. Aile bireylerinin de bu durumda yapması gereken şeyler var ve en önemlisi hastanın düzenli takibinin yapılması. Kumar bağımlısının düzenli bir şekilde doktor ve psikolog randevularına gitmesi, gelişiminin takip edilmesi gerekir ki olası risklerin önüne geçilebilsin.” açıklamasını yaptı.
Zihnin tamamıyla kumara odaklanması en büyük sorunlardan biri…
Kumar oynamanın altında yatan faktörlere değinen Prof. Dr. Onur Noyan, “Gençler neden kumar oynuyor? İlk olarak çabuk para kazanma dürtüleri var. Hızlı bir şekilde yükselmek ve hayatın içerisine karışmak istiyorlar. Sosyal medya ve diğer mecralardan başkalarının ne yaptığını takip edip, kendileri de aynı noktaya gelmek için kumar ya da bahis gibi oyunlara yöneliyorlar.” dedi.
Sanal oyunlarda sürekli kazanılıyormuş algısının oluşturulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Onur Noyan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu tür oyunlarda sürekli kazanıyormuş imajının oluşturulması, gençleri bir an önce o oyuna gitmeye ve denemeye teşvik ediyor. Zaten arka planda ekonomik sorun yaşayan bir birey bu videoları gördükten sonra hemen kendisini kumara atıyor. Yenilik ve heyecan arayışı yüksek bireylerin kumar oynama açısından riskli oldukları söylenebilir. Duyguları ile baş etmekten kaçan, duygularından çekinen bireyler kumarı bir kaçış aracı olarak kullanıyorlar. Öte yandan kumar oynadıkça zihnin tamamıyla kumara odaklanması kişinin en büyük sorunlarından biri haline geliyor. Kumar, kişinin bütün dikkatini alıyor, işlevselliğini, aile ilişkisini bozuyor, yalan söyletiyor ve çevreden koparıyor. Çevreden koptukça yalnızlaşıyor, yalnızlaştıkça kumar oynama eğilimi artıyor.”
Teknoloji kumar bağımlılığına sebep olabiliyor!
“Teknolojinin ve internetin yaygınlaşması ile kumar oynama davranışı çok arttı.” diyen Prof. Dr. Onur Noyan, “Çünkü başkalarının ne yaptığını görüp onları takip eder hale geldik. Karşımıza çok fazla reklam çıkmaya başladı ve bu reklamlar kişi için tetikleyici olabiliyor. Meraktan dolayı girilen bir oyun kişinin ödül merkezini bozarak çok kolay bir şekilde bağımlılığa sebep olabiliyor diyebiliriz.” uyarısını yaptı.
Çocuk ve ergenlerin bu tarz oyunlarla tanışmaları engellenmeli…
Ebeveynlere, gençleri sanal kumar ve bahis bağımlılığından korumak için önerilerde bulunan Prof. Dr. Onur Noyan, “Bize başvuran yetişkin hastaların, çocukluk döneminde mutlaka bir iddia bayisine gitmiş ve bu tür oyunlarla tanışmış olduklarını görüyoruz. Bazen ebeveynlerinin kuponlarını yatırmak için, bazen arkadaşları ile oynamak için gittiklerini söyleyenler var. Yetişkinler olarak bizlerin, çocuk ve ergenlerin bu tarz oyunlarla tanışmalarını engellememiz gerekiyor. Ebeveynlerin kumar ve iddia gibi oyunlar oynamayarak gençlere örnek olması gerekiyor. Aksi halde günümüzdeki en büyük salgınlardan biri olan kumar bağımlılığı giderek artacak ve gençler ile ilgili başka sorunlarla karşılaşacağız.” şeklinde konuştu.
Destek noktası borçları ödemek değil, tedaviye yönlendirmek olmalı…
Sanal kumar ve bahis bağımlılığı olan kişilerin kendi kendine yardım edebilmesi için öncelikle farkındalık kazanması gerektiğinin altını çizen Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Onur Noyan, “Birey ne oynadığını ve ne yaptığını bilmeli. Kişi bağımlı olup olmadığını fark edemeyebilir. Bu nedenle zaman zaman durup, ‘evet ben bir oyun oynuyorum, bahis ve kumar oynuyorum ancak bunun bana ne gibi bir faydası var?’ diye düşünmeli.” dedi.
Sıklıkla ‘çok para kaybettim, kaybettiklerimi kazanmak için oynamaya devam ediyorum’ diyen hastalarla karşılaştıklarını dile getiren Prof. Dr. Onur Noyan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu büyük bir tuzak. Aynı zamanda kişi kaybettiklerini kazanmak için oynadığını düşünerek kendini de kandırıyor. Kaybettiklerini kazanmak için oynarken tekrar tekrar kaybediyor, kaybettikçe borçlanıyor derken bir bakmışsınız işin içinden çıkılmaz bir hale gelmiş. Kişi kumardan dolayı çevresindeki herkesin güvenini kaybediyor, beraberinde depresyon ve kendine zarar verme davranışları gelebiliyor. Kumar bağımlılığı genellikle değişebilen bir davranış olarak görülüyor, bir hastalık olduğu düşünülmüyor. Bu nedenle de tedaviye başvurmak çoğu kişinin aklına bile gelmiyor.
Ailelerin yaptığı en büyük yanlış, ortaya çıkan kumar borçlarını hemen kapatmak oluyor. Borçlar kapanınca kişi tekrar oynamaya başlıyor. Aileler, bağımlılığı olan yakınlarına ekonomik yönden değil, tedaviye başlaması için destek olmalı. Önemli olan bu durumun bir hastalık olduğunu kabul etmek.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı